Sayfalar

15 Haziran 2011 Çarşamba

Datça’da ev nasıl yaptırılır?

Datça’da ev nasıl yaptırılır ? 2

(Bürokrasinin olduğu yerde her türlü canlı yaşam son bulur. Rosa Lüksemburg)

Bir önceki yazımda ev yaptırmanın sivil boyutlarını anlatmıştım. Bir de madalyonun diğer yönü vardı. Ev yaptırdım, oh herşey bitti oturayım diyemiyorsunuz. Yaptıklarınız kanunlara uygun mu? Bunu da iskan belgesi alarak isbatlamanız gerekiyor.

Herşeyi düşünürdüm de bir iskan belgesi almanın 15 gün zamanımı alacağını düşünemezdim. Bu vesile ile 30 yıl öncesine gittim, devlet memurluğu yaptığım yıllar aklıma geldi. O zaman Bilgisayar da yoktu. Antalya Merkez Bankasında görevli bayanla tartışmam gözlerimin önünden bir filim şeridi gibi geçti. Para çekmek istemiştim. Bütün işlemler tamamlandı, son olarak görevli bayan benden bir telefon numarası istedi. Böyle bir numaramın olmadığını Antalya’da turist olarak bulunduğumu ve iki saat sonra uçağımın kalkacağını söyledim. Görevli, telefon numarası yoksa parada yok diyerek lafı kestirdi. Pratik zekamı hemen çalıştırıp kafamdan bir numara attım ve parayı aldım. Para elimde ya, görevliye dönerek, neden beni yalan söylemeye zorluyorsunuz dedim. Yalan söylediğinizi bende biliyorum diyen görevli beni birde azarlayarak, benimle bu konuyu tartışma dedi. Ben sizinle tartışmıyorum dedim, sadece bu mantıksızlığı bütün gün boyunca üç, beş imza atıp esnemekle, gözlerini oğuşturarak geçiren ikinci ve arka sıralarda oturan şeflerinize, müdürlerinize götürmenizi, bir kolaylık, çabukluk üretmelerini istiyorum dedim.

Evet ben bunları düşündüm ama o gün bu gün köprünün altından çok sular aktı, hantal bürokrasinin Datça’da otuz yıl sonra hayli yol almış olması gerektiğini düşündüm. Acaba öylemi idi, buyurun Devlet’in kurumlarını beraber dolaşalım. İskan belgesi için, sigortadan ilişkiniz kesilmesi, Belediye’ye su vergi borçlarınızın kapatılması, akıllı su saati alma şartı, yeni su saatine su yükleme ile yola koyuldum. Bir günde üç kere veznede sıraya girdim ve bütün günüm geçti. Hatta vezneciye de yakında akraba olacağımızı söyledim. Altı ay önce ikiyüz küsur lira ödeyerek aldığım su saati iptal oldu, gittim 300 YTL ile yeni su saati aldım. Madem öyleydi neden eski saat bana aldırılmıştı? Yeni saata su yüklemek istedim bugün olmaz yarın şu saatler arası gel dediler, gittim yine saatlerce bekledim 50 YTL lik su yükledim. Aklımdan da şunlar geçti, böyle ben gibi tatilciler belediye de çok sıra beklememek için çok yükleyip çekip gidiyorlar. Kullanmadığımız suya bloke edilen paraların tutarı ne oluyor, geciken vergiye günlük faiz uygulayan belediye bloke ettiği paraya bir faiz ödüyor mu?

Maliye, ev için yapılan bütün harcamaların faturasını istedi. Hadi Banka üzerinden ödediklerim de problem yoktu. Elden verdiklerimiz fitil, fitil burnumuzdan getirdi. Bizden tekrar yüzde 18 KDV istediler, kimisi de fatura vermemekte direndi. Yeni evlerin iskan için kanalizasyona bağlanma şartı vardı? Buna çok sevinmiştim, Datça için çok sevinmiştim. Kanalizasyon Datça için bir devrim, temizlik ve çevre sağlığı idi. 7 metre uzunluğa 165 YTL Belediye’ye 800 YTL Belediye personeline bağlanma parası ödedim.

Tabii ben bu arada o kadar yere giriyor, çıkıyor, gidiyor geliyorum ki kafam karıştı. Belediye, Maliye’ye, Tapu kadostraya, orası Tapuya vs. gidip geliyorsunuz. Devlet kurumları birbirleri ile çok iyi paslaşıyor. Her gittiğiniz yerde, kayıtlar, görevli memur imzalıyor, ordan müdür yardımcısı veya müdür herkesi ziyaret ediyor, herkesin gönlünü alıyorsunuz. Her gittiğiniz yerde mutlaka ama mutlaka bir ödeme yapıyorsunuz. Tapukadostra da 140 YTL, Tapu’da 80 YTL, Belediye’de 165 kanalizasyon, 100 YTL iskan. Deprem sigortası 207 YTL

Gittiğiniz yerleri bazan bir kere değil üç kere de ziyaret etmek zorunda kalıyorsunuz. Hele birde görevli yerinde yok ya da arazide ise, bugün git yarın gel. Tapu ödemeleri için Ziraat Bankasına gittim, maşallah kaplumbağa gibiler her seferinde yirmi otuz sıra, bekledim canım sıkıldı tekrar tapu görevlisine gittim çok sıra var dedim. Görevli bana, devlete ödemelerde öncelik var dedi sıra almadan soldan ikinci görevliye gidin dedi. Aynen öyle yaptım. Vay be dedim devlet isteyince fikir üretiyor. Alacaklarında sırasız, vereceklerinde yaşlıları emekli aylığı kuyruğunda ayıltıp, bayıltabiliyor. İş Bankasına sadece vergilendirme konusunda bir soru için gittim. Görevli memur üç saniye dedi, ben sanırım 300 saniye bekledim ve gittim. Başka bir gün geldim aynı görevliye gittim, yoğun idi bu sefer 30 saniye dedi, sanırım ben yine en az 300 saniye bekledim yine gittim. Başka bir gün geldim ve bir soru için üçüncü kez geldiğimi söyledim ve beni anımsadı buyurun sorun dedi. Sordum, sanırım soru ağır geldi, siz bana telefon numaranızı bırakın, ben merkezden sorunun yanıtını öğrenip sizi ararım dedi. Allahtan ümit kesilmezmiş tam iki ay oldu, ben hala sorumun yanıtını Datça İş Bankası görevlisinden bekliyorum.

Artık işin sonuna geliyordum, Belediye’ye gittim iskan belgemi alabilirmiyim, yoksa eksikleri var mı diyecektim ama nafile görevli bir hafta tatile gitmiş. Bir hafta bekledim, iyi ki izinim vardı değilse bir yıl geriye kalacaktı. Tekrar gittim, görevli arazide, ne zaman gelir? Bilemeyiz. Aynı gün iki kere daha gittim bulamadım. Ertesi gün gittim ve oh dedim yakalamıştım. Yetkili ile bütün evrakları tekrar gözden geçirdik herşey tamamdı. Vezneye git 100 YTL yatır ve gel dedi. Gittim geldim. Görevli evrakları yarına hazır edeceğini, gelirken yanımda 500 YTL getirmemi salık veriyordu. Bu ücret ne için dedim. Belediye’ye bağış dedi. İşte zurna orada zırt dedi. Zaten ne ödeyecek ne de bağış yapacak param kalmıştı, yeterince mağdur olmuş ve hesapta olmayan çok ödemeler yapmıştım. Ödeyemeyeceğimi söyledim. Zaten bağıştan anladığım da insanların gönül rızası ile verdikleri idi. Görevli durumu başkana anlatmamı söyledi. Başkan yoktu, yardımcısı ile görüştüm. Sağolsun anlayış gösterdi bağış ödemedim. Ertesi günü iskan belgemi, sonra da tapumu aldım.

Değerli okurlar bir ev yaptırmanın anatomisi buydu. Sizi bilmem ama benim gördüklerim, 26 yıldır İsviçre’de yaşarım ben burada bugün git yarın geli duymadım, görevli izinde, yerinde yok görmedim. Evrakları yan odaya imzaya götürmedim. Burada her görevlinin eli taşın altında, her görevli bulunduğu mevkiinin hem temizleyicisi, hem çaycısı, hem sekreteri, hem müdürü hem de imza yetkilisi. Bankalar’da beş dakikadan fazla beklediğimi anımsamıyorum. Ben burada da iskan belgesi ve tapu aldım, karşılığ 15 gün dolaşmak değil sadece postadan çıkan bir zarf ve içindeki ödeme kağıdı idi. Yazımın amacı ve benim konuya yaklaşımım suçlu aramak değil, çözüm aramak. Sorunlar çözüle çözüle ilerlenir.

Mustafa Tokdede
Kaynak : Yarimadanin Sesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder