Sayfalar

28 Haziran 2011 Salı

Marmaris Müzeler Müdürlügüne gidis.

28. Haziran. 2011 sabahi saat 08.30 civarinda Lütfi beni kaldigim Usaklilar sitesinden aldi.

Eski Datca'da insaat yapmak pek kolay degil, alinmasi gereken bir cok izin ve yapilmasi gerek bircok islem var. Bunlardan biri de, belki de en önemlisi arsa üzerinde yapilacak olan kazi calismasi. Kültür Bakanligi Arkeologlari, arsanin altinda Dorya, Karya, Roma, Yunan-Roma ve yakin döneme ait tarihi yapilanma var mi arastirmasini yapmak icin kazi calismasi yapmasi gerekiyor.

Bu islemi de Marmaris Müzeler müdürlügü yapiyor. O nedenle bugün Kazi calismasi icin müracaatta bulunacagiz.

Sabah beni almaya gelen Lütfi'nin kilik kiyafeti her zamankinden farkliydi, her zaman uzun pantolon giyen Lütfü kisa pantolonla gelmisti. Hayir ola, ne bu hal, diye sordugumda, "Abi, Marmarise gidiyoruz, orasi ne sicaktir simdi, sen bilmezsin, hem bir de rutubet...." deyince, ben tekrar eve gidip kisa pantolon giydim.

Lütfi geldiginde yanliz degildi, yaninda insaatlarini yaptigi Sabah Bey vardi, Datca'nin son bir kac gündür devam eden serin esintisi Sabah Beyi rahatsiz etmis, hafif üsüttürmüs. O da bizimle Marmaris'e, Hastahaneye geliyordu.

Neden Datca'daki Hastahane degil de Marmaris... O baska bir basligin konusu olsun. Ama kisaca yazayim, Datca'da önemli bir Hastahane sorunu var. Datca Devlet Hastahanesi kücük, ve yeterli uzman yok....

Datca - Marmaris arasi 70 km. Yavas ve dikkatli gittik, yaklasik bir saatte Marmaris'e vardik.

Lütfi hakli cikti, sabahin henüz ilk saatleri olmasina ragmen aractan ciktigimizda rutubetli ve sicak bir hava ilk tokatini atti.

Ilk is Sabah Beyi Hastahane'ye birakip, sonra tekrar bulusmak üzere ayrildik.

Ben tek basina olsam en az bir saat park yeri arardim, ama söförünüz Lütfi Sönmez olunca Trafik Polislerinin "Günaydin, hosgeldiniz" selamlariyla özel park yeriniz oluyor birdenbire. Bu durum, bu torpil da baska bir basligin konusu olur belki...

Aracimizi Marmaris kalesinin hemen girisine park edip, kaledeki Müzeler Müdürlügüne ciktik. Müdürlük, kalenin en üst noktasindaydi, Inanmasi zor bir ilgiyle karsilastik, müdürlügün bütün personali Lütfi'yi taniyordu, cok kisa bir zaman icinde kazi islemi icin müracatimizi yaptik.

Lütfi, Müzeler müdürlügünün onayli kolleksiyoneri, Müdürlükte tanimadigi yok, herkesi taniyor, herkes de onu taniyor. Lisansli kolleksiyoner olmak kolay degil.

Sabah Beyi Hastahaneden almaya biraz daha vaktimiz vardi. Lütfi, "Vaktimiz var, Müze Müdüresi Esengül Yildiz Öztekin Hanimi ziyaret edelim" dedi.

Kalenin en üst noktasindaki harika bir odada ciktik. Ben elli yasinda, Lütfi ise genc ama heryere otomobille gitmeye alistigi icin idmansiz iki vucut, neredeyse sürüne sürüne ciktik. Iyi de yapmisiz. Inanilmaz güzellikte bir manzara vardi ayaklarimiz altinda...

Esengül Hanim cok nazik bir insan, bizi odasinin girisinde karsiladi, tadi hala damagimda kalan harika bir Türk kahvesi ikram etti. Görevine ve onun gereklerine fazlasiyla önem veren bir Hanim, herhangi bir yardimi olup olamayacagini sordu, asagidaki görevli memur arkadaslarin her konuda yardimci olduklarini, herseyin sorunsuz haloldugunu söyleyip, tesekkür ettik.

Ziyaretin en iyisi en kisa olanidir derler ya, biz de öyle yaptik...

Hastahanenin girisine geldigimizde Sabah Bey de kontrolünü tamamlamis bizi kapida bekliyordu. Doktorlar iyi oldugunu, biraz dinlenmesi gerektigi söylemisler. Bu da baska güzel haberdi.

Hani Istanbul'lularin; Ankara'ya seyahatin en güzel yani, Istanbul'a geri dönmek dedikleri gibi, Marmaris'e gelmenin en güzel yani Datca'ya geri dönüsmüs. O sicak ve rutubetli, bunaltici havadan biran evvel kurulmak icin full gaz ayrildik Marmaris'ten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder