Ilk temelinin 1650 li yillarda atildigi tahmin edilen, aradan gecen zaman diliminde defalarca yenilenen, günümüze bir tas yigini olarak gelen eski tas evin aslina uygun Restorasyon calismalari da itinayla devam ediyor.

Mus'lu tas Ustasi Mirze ve ekibi her tasi tek tek eski yerine yerlestirmeye özen gösteriyor.

Mirze, Izzet, Mehmet ve Fesih yillarin tecrübesini tas üstüne tas koyarak eski binayi yeniden ayaga kaldiriyorlar.

Yandaki fotografta Mizre Usta eski evin üst katina cikan merdiveni aslina uygun olarak yeniden insaa ediyor.

Bu fotografta da Izzet Usta alt katin kücük odasina giris kapisini örüyor.



Tas isciliginde "Kös tasi" cok önemli. Köseye yerlestirilen bu taslar, eski evin yikilan taslarinin arasindan cikarilidi. Simdi eski köselerine yeniden yerlestiriliyor.

Her evin bir isareti olurmus tarihte, öyle derler, ben de evimizin bir isareti olsun istedim. Sagolsun Izzet Usta bu istegimi, hayalimi gercek yapti.

Tarihte bilinen en eski insan resmi olan bu sekili tasa oydu.

Magara duvarlarinda bulunan bu sekil, tanriya yakaran ilk insani semolize ediyor.

Soldaki fotografta kardigi özel harclarla ekibe olmazsa olmaz destek veren Fesih görünüyor.

El arabasiyla harc tasina Mehmet Usta tasci olmasinin yani sira iyi de bir terzi. Insaat sezonundan sonra terzi olarak calisyor.

Evimizin alt kati neredeyse bitti sayilir.

Bir kac günlük calismadan sonra ikinci kata baslanabilir.

Sedir, camgiller familayasindandir.

Sedirin özelliği, yarı tropikal bölgelerde yaşaması, iri gövdeli ve kalın dallı olmasıdır.


Odununun hiçbir zaman çürümemesidir. Dolayısıyla inşaatta ahşap işleri için pek kullanışlıdır.


Bundan ötürü sedir bircok inancta, ögretide ve düsünce yapilanmasinda bir simge olarak benimsenir.




Dayanıklılığın ya da sonsuzluğun bir simgesidir.


Insaatimizda biz de Sedir Agaci kullanacagiz.

Kullanacagimiz sedirleri bir bölümünü Marangozhaneye tasidik, ilk kesimlerinde Lütfi de, ben de biraz terledik.

Insaatci diliyle "Tabliye", benim anladigim dille evin tavani atildi. Temel gibi tavanda demirlerle örüldü, straporlar düsendi, beton atildi. Atilan beton her noktaya islesin diye vibratör kullanildi...

Vatana millete hayirli olsun, nazar degmesin...

Aradan bir kac gün gecti, insaatin atilan temeli kurudu.

Kolonlar demirlendi, kaliba alindi, beton döküldü, onlar da kurudu.

Demirleme isini yapan ustalar isinin erbebi, Mehmet, Nihat ve Mehmet usta büyük bir titizlikle demirleri formuna getirdiler.

Kolonlari kaliplama isini Yasar ve Servet usta yapti. Ellerine saglik, onlarda isini iyi yapti.

Betonun iyi donmasi, kurumasi icin her sabah, her aksam sulanmasi gerekiyormus.

Iste bu "mus" eki sanki bir emir gibi beni her sabah ve her aksam santiyeye tasidi.

Genelde betonu sulama isi benimdi, gec kaldigim zamanlarda Lütfi sulama isini ihmal etmedi, bazen de beraber betonu serinlettik.

Yandaki fotografi bugüb cektim, yani 5 Subat'ta. Kolonlarin dondugunu ve bademlerin cicek actigini bir karede fotografladim.

Cenneteyiz galiba...

Calismadim da degil, az da olsa Restorasyon calismasi yaptigimiz eve ben de ter döktüm.